Oops! It appears that you have disabled your Javascript. In order for you to see this page as it is meant to appear, we ask that you please re-enable your Javascript!
Ruhsal farkındalık 

Zihnini Yönetemezsin Ama BUNU YAPABİLİRSİN!!! – ÇOK KOLAY VE HAYAT DÖNÜŞTÜRÜCÜ! –




Zihinle ilgili bilgiler oldukça kısıtlı. Hayatımızda bu kadar önemli yeri olan düşüncelerin doğasını bilmiyoruz. Aslında birazdan videoda açıklayacağımız bu bilgiler bu kadar büyük öneme sahip olduğu halde eğitim sistemimizde bunlara asla yer verilmiyor. Oysa içinde bulunduğun gerçekliği ve kendini tam olarak tanımadan geçen bir ömür gerçek anlamda boşa harcanmış demektir. O yüzden hazırsan seni farkındalıkla parlayan bir bilgiyle buluşturmama izin ver. Bu buluşmadan sonra sana vereceğim bazı ödevleri yaparsan hayatında ilk defa gerçek bir eğitim almış olacaksın. Bilgiden korkmana ve kaçmana gerek yok. Neden biliyor musun? Çünkü bu bilgi seni güçlü ve özgür kılacak. Çünkü bu bilgi seni karanlıktan çıkaracak…

 

1- ZİHNİNİ YÖNETEMEZSİN AMA FARKINDALIĞINI YÖNETEBİLİRSİN:

Zihinle farkındalık ya da bilinçlilik arasındaki farkı bilmen çok önemli. Bilinçlilik haliyle zihin farklı şeyler. Bunu anlamak için bir benzetme kullanmak istiyorum. Zihin karanlık bir oda olsun. Farkındalık ise elinde tuttuğun parlak ve ışık saçan bir top. Karanlık odada her bir öğe zihninin içindekilerdir. Farkındalık ise yani o ışıklı top odanın içinde gezinir ve belirli alanları aydınlatır. Aydınlattığı alan şimdinin içinde aktif olarak bilincinde olduğun düşüncelerdir. Zihin koskoca ve dopdolu bir odadır. Odanın içindekileri yönetemezsin ama farkındalığın ışık saçan küresiyle odanın istediğin yerini aydınlatabilirsin.


Bu dediklerimi anlayabilmen ve farkındalığını nasıl da kolaylıkla yönetebildiğini görebilmen için küçük bir çalışma yapalım:

Şimdi bu videoyu dinlerken sırtını dikleştir ve derin bir nefes al. Gözlerini kapat. Oturduğun koltuğu veya sandalyeyi hisset. Rahat bir yerde misin? Bedenine bir an odaklan. Sırtın veya herhangi bir yerinde ağrı var mı? Şimdi çevrene dikkatini ver. Bulunduğun oda veya yerin ısısı nasıl? Sıcak mı yoksa serin mi? Şimdi en son gittiğin düğünü hatırlamanı istiyorum. Arkadaşının veya akrabanın düğünü müydü?

Gelin güzel miydi? Kalabalık rahatsız edici miydi? İçki içtin mi? Bir güzel oynayıp rahatladın mı? Şimdi tekrar oturduğun sandalyeye dikkatini vermeni istiyorum. Omuzlarını geriye at ve derin nefes al. Bulunduğun odanın ısısına dikkatini ver. Parmaklarını oynat ve ellerini kapatıp aç. Şimdi gözlerini açabilirsin.

Az önce zihninde kısa bir gezinti yaptık. Bu gezintide sorduğum sorularla farkındalığını nasıl kullanabileceğini gördün. İşte farkındalığını sorulara göre gezdirdin ve yönettin. Az önce bunu kolaylıkla yapabildiğini gördün.

Bu neyi gösterdi? Demek ki farkındalık üzerine neyin ışık tutuyorsa oraya gidebiliyor ve oradaki her şeyi algılayabiliyorsun. Kısacası bu aslında senin her zaman yaptığın hiç te yabancısı olmadığın ve hatta sıradanmış gibi gördüğün bir özelliğin. Oysa hiç te sıradan değil; önemsiz hiç değil. Şimdi elinde müthiş ve kolaylıkla kullanabildiğin bir araç var ama bunu nasıl kullanacaksın?

 

 




2- FARKINDALIĞINI ÜÇ ŞEKİLDE YÖNETEBİLİRSİN:

Farkındalığını yönetebilirsen dikkatini istediğin şeyin üzerine getirebilirsin. Dikkatini verdiğin şeye enerji aktarırsın ve enerji aktardığın şeyi hayatına çağırır ve gerçek kılarsın. İşte hayat oyunu buradan sonra değişmeye başlar ve sen gücünü elinde tutmaya başlarsın. Bunun için öğrenmen gereken üç beceri var.

BİRİNCİ BECERİ: KONSANTRE OLABİLME BECERİSİ

İlk okula başladığın zamanlardan beri duyduğun bir şey var. Bunu öğretmenler çok söyler: Çocuğum derslerine konsantre olsana! Bunu duyarsın ama ne anlama geldiğini bilmezsin çünkü herkes bunu talep eder ama nasıl yapılabileceğini göstermez. Bizler konsantre olmayı öğrenmeden bugünlere geldik. Ne okulda ne ailede ne de çevremizde bunun nasıl yapılacağı bize öğretilmedi. Hep duyduk ama ne olduğunu ve neden önemli olduğunu anlamadık. Üstüne üstlük farkındalığımızı yönetmenin en önemli araçlarından biri olduğunu ise hiç bilmiyorduk. Günümüz dünyasında ise bunu bilmemek bir yana başka bir konuda uzmanlaştık: odaklanamama! Evet, şu anda hepimiz o kadar dağınık bir bilinçlilik haline alıştık ve her gün bunu tekrarlayarak o kadar uzmanlaştık ki hepimiz artık odaklanamama ustasıyız. Bunun hayatımıza getirileri tam bir kaosa dönen enerji alanımız ve ne istediğini bilmeden sürüklenen kayıp hayatlarımız. Zihnimizin içinde bir sisle yaşamanın bedeli aslında oldukça ağır. Oysa tek bilmemiz gereken konsantre olabilmekti. Bu aslında zihinsel bir kas ve kas geliştirmede yapılan şeyin aynısı yapılmalı; yani düzenli egzersiz. Zihinsel bir kas olan konsantrasyon bedendeki kaslarla aynı mantıkla çalışır. İlk başlarda zorlanmak kaçınılmaz ama devamlılıkla geliştirilir. Konsantrasyona başka bir isim vermek istiyorum çünkü bu isim daha anlaşılır hale gelmesini sağlıyor: bölünmez dikkat. Ne zaman bir şeye uzun bir süre bölünmez dikkatini verirsen konsantre olmuşsun demektir. İlk başlarda sırf bu kası çalıştırman için herhangi bir şeye bölünmez dikkatini ver. Bu günlük yaptığın bir eylem veya bir insana odaklanmak olabilir. Örneğin her gün gördüğün bir insanı seç ve bundan sonra bir hafta boyunca yarım saat o insana bölünmez dikkatini ver. Onunla konuşurken sadece onun anlattıklarını dinle ve onun hayatı hakkında düşün. Düşüncelerin kendi üzerine odaklandığında dur ve dikkatini karşındaki insana çevir. Yarım saat dolduktan sonra istediğin her şeyi yapmakta özgürsün. İşte bu ilk ödevin.

İKİNCİ BECERİ: İRADE GÜCÜNÜ KULLANABİLME BECERİSİ

Hepimiz irade gücüyle doğarız ama bu da zihinsel bir kastır ve kullanılmazsa güçsüzleşir. Güçsüzleştiğinde başkalarının iradesine göre bir hayat sürmeye başlarız. İşte o zaman elimizdeki en büyük gücü kaybederiz; kendi hayatımızı inşa edebilme gücü. İrade gücün zayıflarsa attığın adımlarda cesaret ve kararlılık olmaz. Rüzgârda sürüklenen bir yaprak gibi savrulmaya başlarsın. Koşulların, aile genetiğinin, çevre baskısının, katı yargıların insafına kalırsın. Sonuçta geldiğin noktada farkındalığını değil yönetebilmek enerjinin nereye aktığını veya nasıl sonuçlar doğurduğunu bile izleyemezsin. Tam bir körlük. İşte bu yüzden irade gücü geliştirmen gereken en önemli ikinci zihin kasın. İrade gücünü geliştirmek için üç adımda hareket etmelisin:

  1. Yaptığın şeyin sonunu getir/ her ne yapıyorsan tamamlamadan bırakma.
  2. Tamamlandığında kendi sınırlarını aşacak kadar iyi bir iş çıkar.
  3. Her ne yapıyorsan bittiğinde yapabildiğinin en iyisini yaptığından emin ol.

Bunun için günlük hayatına bakalım. Her gün yaptığın eylemlere bak. Örneğin her sabah kahvaltı ediyorsun diyelim. Her sabah kahvaltını en iyi şekilde hazırla. Keyifle ye ve bittikten sonra kahvaltılıkları kaldır ve temizle. İşte bu kadar. Tam anlamıyla bir eylemi sonlandır.  Temizliği yapmazsan eylem eksik kalıyor. İrade gücünü tam kullanamadın demektir. Eylemin tamamlanması için gerekli her şey yapılmalı. Hem de en iyi şekilde yapılmalı. İşte irade gücü kasını böyle geliştirebilirsin. Şimdi günlük hayatından bir eylem seç. Her gün yaptığın bir şey olsun. Ne olduğu önemli değil. Bunu deminki örnekte gibi tam olarak yap ve tamamla. Her ne yapıyorsan mutlaka sonunu getir ve en yüksek potansiyelinde iyi olmasına dikkat et. İşte bu da ikinci ödevin.




ÜÇÜNCÜ BECERİ: YAŞAM ENERJİNİ DOĞRU KULLANMA BECERİSİ

Her gün yataktan kalktığında elinde kısıtlı bir enerji deposu olduğunu hep hatırla. Seçimlerini, ilişkilerini ve yapmak istediklerini bu bilinçle ayarla ve düzenle. Bizler gün içinde belirli bir enerji rezervine sahibiz ve genellikle gece 11:30 civarlarında bu enerjinin tamamını tüketmiş oluruz. Bunu cebindeki para gibi düşünebilirsin. Gün içinde harcadığın para nasıl kısıtlı ise enerjin de bu şekilde kısıtlıdır. Şimdi biri gelip senden para istese; hem de büyük miktarda bir para olsa bu; hemen vermezsin. Sorular sorup bunu niye istediğini ve sana geri dönüşünün nasıl olacağını anlamaya çalışırsın. Oysa birisi gelip senden enerjini aldığında bunun farkında bile olmazsın. Örneğin kızgınlık. İnanılmaz enerji harcatan bir duygudur. Birisi gelip seni kızdırsa kısıtlı enerji depondan çok yüksek miktarda bir enerjiyi alıyor demektir. Sürekli negatif konuşan bir insanla sohbet ettiğinde yine yüksek miktarda enerjiyi boşu boşuna ona verdin demektir. Cebimizden çıkan paraya bu kadar hayıflanırken hayattaki en önemli hazinemiz, enerjimizi har vurup harman savurmayı neden normal görürüz? İşte bu yüzden günlerin gereksiz kaynaklara kısıtlı olan enerjini dağıtarak geçip gider. Bir an durup geriye baktığında zamanın nasıl da acımasızca geçtiğine şaşırırsın. Senden çalınan enerjileri geri almanın bir yolu maalesef yoktur. O zaman bu kısıtlı hazineyi en iyi şekilde yönetebilme becerisini bir an önce kazanman lazım. Enerjini hangi konulara, insanlara ve eylemlere harcaman gerektiğine karar verip bu kararlara göre hayatını düzenlemen lazım. Şimdi kişisel gelişim üzerine bir kitap seçip enerjini bu kitaba her gün yarım saat vermeni istiyorum. Hangi kitap olabilir diye düşünüyorsan bağlantıdaki videoda bir liste var. Oradan bir tane seçebilirsin. İşte bu da üçüncü ödevin.

 




3- FARKINDALIĞINI YÖNETİRSEN KADERİNİN EFENDİSİ OLURSUN:

Asıl değişim bu becerileri geliştirdikten sonra farkındalığının efendisi olduğunda başlıyor. Dıştaki herhangi bir olayın, insanın, durumun seni ele geçirmesi ve bilinçliliğini kendi negatif odağına yönlendirebilmesi işte bu noktada mümkün olmuyor. Bundan sonra kendi gücüne sahip çıkmaya başlıyorsun. Bunun için tüm bu çalışmaları yaparken asıl odak noktanı unutma. Neyin farkında olursan zihninin o bölgesi aydınlanır. Aydınlanan o bölgede düşünceler ve bununla bağlantılı duygular büyümeye başlar. Büyüttüğün bu düşünceler ve duygular enerjinin oraya akması demektir. Enerjini aktardığın her ne ise o hayatına çekilir ve gerçekliğe dönüşmeye başlar. Bu süreç seni büyük bir aydınlanmaya ulaştırır. Hayatın ince ve muhteşem güzellikteki mucizesini çözmeye başlarsın. Kaderinin dünyaya geliş amacına doğru evirilmesini sağlarsın. En önemlisi iç dünyanın keşfedilmemiş köşelerini, dünyaya geliş amacını ve yaşam hediyesiyle ruhuna neler kattığını görmeye başlarsın. İşte bu bilgi o yüzden çok önemli. Bilgi güçtür ve elinde artık senden geri alınamayacak bir güç var. Farkındalığını yönetebilme gücü…

 




Kaynakça: DANDAPANI – This Life Advice Will Change Your Future (MUST WATCH) (https://www.youtube.com/watch?v=3L9mVfnPwbg)

İlginizi Çekecek İçerikler

Yorum Yaz