Oops! It appears that you have disabled your Javascript. In order for you to see this page as it is meant to appear, we ask that you please re-enable your Javascript!
Kişilik testleri 

DUYMAN GEREKEN MESAJLAR BU 2 KARTTA

 




Sevgili Mistik Yolcular,

Bu videoda sizlere 6 adet kehanet kartı göstereceğiz. Dikkatinizi en çok çeken kart şu anda en ihtiyaç duyduğunuz mesajı size iletecek. Hazırsanız başlayalım.

  1. Uçuşan anılar

Anılar zamanında seni çeşitli duygu durumlarına yönlendirmiş ve bu vesileyle senin sen olmana katkısı olmuş pek çok yaşanmışlığın hatırasıdır. Şu gün burada yaşanmışlıklarının bir birikimini taşıyarak bulunuyorsun ve geçmiş hayatın hem bilinçli hem de bilinçaltı zihninde saklı duruyor.




Eğer bu kartı seçtiysen kendine şu soruyu sor. “Şu anda takılı kaldığım ve beni bilinçli veya bilinçaltı düzeyde rahatsız eden bir anıya sahip miyim?” Çünkü bu kartı seçmen geçmişinle görülmesi gereken bir hesabın olduğunu gösteriyor. Düşünüp çözmen gereken ama hep ertelediğin bir sorun, affedilmesi ve aşılması gereken bir ilişkinin anısı hala seninle duruyor olabilir. Bu kart sana geçmiş anıların ağırlığından kurtulmak için bir karar verme zamanının geldiğini hatırlatıyor. Daha fazla bekleyecek zamanın yok. Geçmiş anılar artık amacını tamamladı. İhtiyacın olan bilgeliği neredeyse aldın. Şimdi düşünerek, affederek, serbest bırakarak eksik kalan o son parça bilgeliğe ulaşacaksın. Yaşadıklarının ne olumsuz ne de olumlu olduğunu, o sırada neye ihtiyacın varsa onun sana geldiğini fark edeceksin.  Sen bu dünyaya seni zenginleştiren ve sana perspektif kazandıran deneyimleri almak için geldin. Bu deneyimlere ulaştıktan sonra eski anıların sadece yük olduğunu ve bundan sonra sana iyi gelmeyeceklerini hissedeceksin. Sen artık o dersi geçtin ve eski bir dersin defterini karıştırmak zorunda değilsin. Artık yüzünü yeni bir yöne dönme zamanı.

  1. Bütünlük

Bu kartın mesajı Mevlâna Celalettin’in ünlü sözlerinde saklı. “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.”

Hareketlerimiz iç alemimizle tutarlı değilse dünyaya gösterdiğimiz yüzümüz ve iç alemimiz arasında bir boşluk oluşur. Bazen en iyi niyetli halimizle bile kendimizi yanlış değerlendirdiğimiz için bu açıklığın oluşmasına katkı sağlarız. Olduğumuz gibi göründüğümüzde bu açıklık azalır ve iki yaka bir araya geldiğinde kişi bütünlüğe ulaşır. Bütünlüğünü yeniden keşfeden kişinin davranışları fark edilir bir güç ile yüklü olur.

Bu kart dikkatini bu olguya çekiyor. Bu aralar içine sinmeyen bir şekilde davranmaya mecburmuş gibi hissediyor olabilirsin. Dünyaya gösterdiğin yüzün seni içsel olarak tatmin etmiyor olabilir. İç alemine uygun olmayan davranışlar bir şeylerin yanlış gittiği hissini uyandırabilir.




Bu noktada çözüm kendini dinlemek ve gerçekten ne istediğini bulmaktan geçiyor. Örneğin, doğana uygun olmayan bir işte çalışıyorsan kendini istediğin gibi ifade edebileceğin bir iş için niyet gücünü ortaya koyabilirsin. Aynısını bir ilişki veya yaşadığın ortamın değişmesi için de yapabilirsin. Önemli olan gerçek doğanı örtbas etmeden kendine bakabilmektir. İçine baktıkça çözümlere ulaşacaksın.

  1. Küçük peri

Küçük şeyler bazen en büyük hazinelerden bile daha değerlidir. Saksıdaki çiçeğin yeni tomurcuğu, bir günlük ömrüyle rengarenk bir kelebek veya yüzüne esen güzel bir bahar esintisi seni çok mutlu edebilir. Kısacık bir şiir veya yerinde söylenmiş özlü bir söz yüzlerce cilt kitaptan değerli olabilir. Küçük peri sana en küçük şeylerin bile muazzam bir güç ve sevgiyle dolu olduğunu haber vermek için burada. O sana gerçek değerin büyüklük veya çoklukla alakalı olmadığını söylüyor.

Bu kartı seçtiysen şimdi düşün. Etrafına bak ve fark etmediğin güzellikleri yeniden görmeye başla. Gözünü yaşamın minik hediyelerini fark edecek şekilde yeniden eğitmeyi öğren. Hemen bugün, unuttuğun eski bir güzelliği hatırla veya yepyeni bir tane bul. İstediğin büyük değişimler sen hemen yanı başında olan, belki de uzun zamandır göz ardı ettiğin küçük güzellikleri yeniden görmeye başladığında hayatına girecek. Küçük şeyleri takdir ettikçe hayatının daha güzel olacağını hep hatırla.

  1. Ruha fısıldayan

Ruha fısıldayan, içinde çok kısık bir tonda konuşan son derece bilge bir sestir. Senin ruhunla sürekli temas halindedir. Eğer onu dinlemeyi bilirsen o sorduğun bütün sorulara yanıt verebilir. O seni hayat yolunu ve önünde uzanan olası yolları bilir. Buna rağmen sana tavsiyelerde bulunurken özgür iradene asla müdahale etmez ve sen istemedikçe geleceğindeki olayları anlatıp sürpriz bozmaz.




Bu kartı seçmen ruha fısıldayanın bilgeliğine ihtiyaç duyduğun bir dönemde olduğunu gösteriyor. Bu aralar kafan karışık olabilir. Karar verilmesi gereken durumlar karşısında kararını net biçimde veremeden bekliyor olabilirsin. Şunu bil ki yanıtlar şu an itibarıyla düşüncelerinin arasında değil. O yüzden düşündükçe daha fazla kafanı karıştırabilirsin. Düşünmek yerine sakin bir anında gözlerini kapatıp içine dönersen, sorunu sorarsan ve sanki kısık sesli bir radyoyu dinler gibi sakince durursan aradığın yanıtlar sana gelecek. Akışa güven ve iç bilgeliğini dinle. Her şey olması gerektiği gibi olacak.

  1. Rüya zamanı – Yaratım

Bu kartta bir Aborjin yerlisinin flütünü çalarak zihnindeki düşünceleri hayata geçirdiğini görüyoruz. O, nefesini kullanarak ruhsal plandaki fikirleri fiziksel dünyaya getiriyor.

Bu kartın sana iki tavsiyesi olacak. Birinci tavsiye: Rüyalarını önemse. Bilinçaltı sadece senin anlayabileceğin sembollerle rüyalarda konuşur. Tekrar tekrar görülen temalar anahtar öneme sahiptir ve kendini keşfetmende rol oynar. Eğer gece yatmadan önce rüyalarını net bir şekilde hatırlamaya niyet edersen gitgide daha fazla rüyayı hatırlayabilirsin.

İkinci tavsiye: Yaratıcı fikirlerini hayata geçir. Tutkularını göz ardı etme. Çok istediğin ama olması imkânsız gibi görünen tutkularına bir şans tanı. Şu anda neyin tezahür edip neyin etmeyeceğini bilmiyorsun. Eğer isteğinin gerçekleşmesinin imkânsız olduğuna odaklanırsan aynı düşündüğün şey olur ve isteğine ulaşamazsın. Ama iyi bir beklentiyle isteğini kalbinde tutarsan o gizemli bir biçimde tezahür eder. Bir noktada imkansızlığın bile senin izninle var olduğunun farkına varmalısın.

O yüzden aynı resimdeki flüt çalan yerli gibi hissetmeye başla. Zorlamasız, dikkatini nazikçe kullanarak arzularını tezahür ettir. Mutlu olarak, olumlu hissederek gerekli adımları attığında hayallerin hayata geçecek.

  1. Bağışlama

Buddha “Kin tutmak zehir içip başkasının ölmesini bekleye benzer” der.  Affedemeyen herkese iki yol sunulmuştur. Ya hemen affedecek ve gönlünün hafifliğiyle hayatına devam edeceksin. Ya da kin denilen zehirle uzun bir hastalık çektikten sonra affetmeye gönüllü olacaksın. Seçimimiz hiçbir zaman affetmek veya affetmemek üzerine değildir. Asıl seçim affetme zamanı gelene kadar ne kadar acı çekeceğine karar vermektir.




Yargılamak, suçlamak ve kin tutmak çok kolaydır. Ancak bunlar hiç fark ettirmeden iç alemimizde blokajlar oluştururlar. Affetmeden, ağır bir kalple yaşadığımızda her yeni güne biraz daha somurtkan, biraz daha kızgın uyanırız. Ağır bir kalp bizi adım adım mutluluktan uzaklaştırır.

Bu kartı seçtiysen şu anda kimi affetmen gerektiğini düşünme zamanı gelmiş demektir. Bu gece yatağa yattığında sana sıkıntı yaratan insanları düşün. Sana verdikleri dersler için onlara teşekkür et ve içtenlikle affet. Affedememek diye bir şey aklına gelmesin. Çünkü sen affedememiş ve ağır bir halde kalırken affedemediğin kişinin bundan haberi bile olmayabilir. İçin için karşındakinin senden özür dilemesini beklediğinde ise özgür kalmak için onun iznine ihtiyaç duyarsın ki buna hiç gerek yoktur. Nihayetinde affetmek o kişiyle ilgili değil seninle ilgilidir. Senin enerji düzeyinde iyileşmenle ilgilidir. Ve sen bunu yapacak güçtesin.


İlginizi Çekecek İçerikler

Yorum Yaz