Corona Virüsünün RUHSAL MESAJI ve RAHATLATAN Bir Çalışma
İnsanlık olarak özellikle son 20 yıldır bilincimizde ve hayat algımızda büyük değişiklikler yaşıyoruz. Katı, kaba, maddi ve egosal dünya algısından, düşünce ve duyguların büyük öneme sahip olduğu titreşim, enerji ve frekanslarla tanımladığımız kuantum alanı tanıma algısına doğru evrim geçiriyoruz. Aslında bu çok muazzam bir dönüşüm demek. O kadar ki bu sürecin sonunda eski kodlarla hayata bakamayacak halde olacağız. Bazılarımızın bundan korktuğu kesin ama aydınlanmanın geldiğini söyleyen ve bilen bazılarımız için bu aslında korkutucu değil müthiş heyecan verici bir geçiş dönemi…
VİRÜSLERİN TEMSİL ETTİĞİ RUHSAL GERÇEKLER:
Virüs veya bakteriler ikinci boyut canlılarıdır. Birlikte yaşadığımız bu canlılar insanlığın hayatta kalma ve yaşama sarılma merkezi olan kök çakrasını test eder. Sadece son yaşadığımız Corona virüsü salgınında değil tüm bakteriyel veya virüs hastalıkları kök çakramızın dengeli çalışmaması sonucu bizi hasta ediyor. Kök çakrasının temelinde yaşam gücü ve hayatta kalma güdüsü vardır. Rengi kırmızı olan ve kuyruk sokumu bölgesinde yer alan Muladhara çakra insanın dünya gezegeniyle kurduğu ilişkiyi ve beslenme, üreme, kendini ve soyunu devam ettirme, adalet, dürüstlük, alışkanlıklar ve içgüdülerin merkezidir. Kök çakramızın dengesini kaybetmesinin temelinde hayatı olduğu gibi kabul edememe ve acımasızca yargılama yatmaktadır. Kendini bütünden ayrı görme ve hayatta kalmaya yetecek maddi gücün bulunamamasından duyulan korku ve güvensizlik kök çakramızı çok zorlar. Güven hissinin kaybolması ve hayatı sürekli savaşılması gereken acımasız bir arena gibi görmek zaman içinde kök çakramızın dengesiz bir şekilde çalışmasına neden olur. Kök çakrasının dengesiz çalışması en çok bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Bu durumda bedenimizin virüslere korunmasız hale gelmesine neden olur.
İNSANLIĞIN ORTAK KARMASINDA KÖK ÇAKRA SORUNU:
Corona virüsle birlikte insanlığın ortak enerji alanında özellikle kök çakra sorununun ortaya çıktığını görüyoruz. Küresel olarak hayatta kalma güdümüzün sınandığı bu salgın aynı zamanda insanlığın birbirini acımasızca yargıladığı ve maddi sömürüye dayalı şu anki dünya düzeninin değişmesi gerektiğini söylüyor hepimize. Ortak enerji alanımız güven sorunumuzun çok derin olduğunu gösteriyor. Hayatın akışına güvenemeyen insanoğlu birlik bilincinden uzak yaşıyor. Bu yüzden kök çakra dengesizliği bugün hemen hemen herkesin en temel sorunu olarak ortaya çıkıyor.
Hepimizin gördüğü gibi insanlığın ortak karması bundan sonra nasıl bir ruhsal tekamülle ilerleyeceğimizi bize işaret ediyor. Ya hepimiz uyanacağız ve buna uygun deneyimleri kendimize çekeceğiz; ya da hepimiz uyumaya devam edeceğiz ve buna uygun deneyimleri kendimize çekeceğiz. Uyanan insanlık bir olduğumuz bilincine sımsıkı sarılacak ve hayatta olmanın ve her bir anın güzelliğinin daha çok farkında olacak. Uyumaya devam edersek kök çakra sorunlarıyla küresel bazda uğraşmaya devam edeceğiz. Büyük bir uyanış çağrısı olarak görmemiz geren COVİD19’un diğer mesajlarına hep beraber göz atalım:
CORONA VİRÜSÜNÜN MESAJI NEDİR?
1- BEN DEĞİL BİZ DİYE DÜŞÜNEBİLMEK:
Bu virüsün belki de en önemli mesajı benlikten çıkıp birliğe geçebilmekle alakalı. Ego bazlı düşünen insanlar sadece kendilerine odaklı düşünüyorlar ve madde dünyasına korkuyla sıkı sıkıya bağlılar. Bu durumun kendisi kök çakralarında büyük bir dengesizlik içinde olduklarını gösteriyor. Birlik bilincini algılamanın ruhsal olarak muhteşem güzelliğini idrak ederek yükselen ruhlar için bu dönem tam bir uyanış dönemi. Onlarda kendi içlerinde halletmeleri gereken son korku içeren bilinçaltı inançlarını çözümleye çalışıyorlar. Corona virüsü dünya gezegeninde hepimizin beden taşıyan ruhsal varlıklar olduğumuzu, birimizin sorununun hepimizin sorunu olduğunu, birlikte uyanmamız gerektiğini bize gösteriyor. Birbirimize hizmet etmenin ve insanlık olarak bütünün yüksek hayrı için yaşamanın en yüksek var oluş biçimi olduğunu bu virüs sayesinde anlıyoruz.
2- KENDİ SORUMLULUĞUNU HERKES ADINA TAŞIMAYI ÖĞRENMEK:
Corona virüsünden kaçınma veya uzak durma yollarını öğrenirken sorumluluk almayı öğrenen yeni bir insanlık hali görünür olmaya başlıyor. Herkesin zihninde şu düşünce netlik kazanıyor: “Yaptıklarım kendime olduğu kadar çevreme, aileme ve sevdiklerime de zarar verebilir”. Çoğumuzun bunun farkında olmadan bu zamana kadar saygısız ve sarsakça seçimler yaptığını biliyoruz. Artık böyle seçimler yapmamayı öğreniyoruz. Corona virüsü yaptıklarının sorumluluğunu almayı ve kitlesel olarak birbirimizi kollayıp korumanın önemini bize gösteriyor.
3- İÇİNE DÖN VE KENDİNE ZAMAN AYIR:
Bu virüsün herkese dayattığı evde kalma zorunluluğundan çıkarılacak çok önemli dersler var. Kendine ve iç dünyasına uzak yaşayan ve hayatın hayhuyunu bahane göstererek kişisel gelişimini aksatanlara darbe gibi gelen bir durum. Artık evindesin ve kendinle baş başasın. Artık dış dünyanın cafcaflı oyalamalı oyuncakları elinden alınmış durumda. Dışarıdaki birileriyle sürekli anlamlı anlamsız iletişimlerle sürüklenen zihin bulamacından da uzaklaştın. Bunun için günü kurtaran sosyal medyada bile virüsten başka konuşulan bir konu yok. İşte şimdi artık kendine dönmenin ve kendi içinde bir yolculuğa çıkmanın tam zamanı. Zihnini sakinleştirmeyi şu ana kadar öğrenmediysen şimdi bunun için muhteşem bir fırsat. Okuyamadığın kitapları okumak için, kendine zaman ayırabilmek için ve yaşadığın her anın güzelliğini takdir edebilmek için harika bir dönem.
4- KORKU VE PANİK DUYGUSUYLA BAŞ EDEBİLMEYİ ÖĞRENME:
Corona virüsü korku ve panik duygusunun bedene ve ruha verdiği zararı net olarak ortaya koydu. Hastalığın düşüncesi zihni ele geçirince korkuya odaklanan kişiler mantıklı hareket edemiyor ve kök çakraları daha da dengesiz çalışmaya başlıyor. Korkuyla tetiklenen zihinsel senaryolar beyin tarafından bir hayal gibi değil gerçeğin ta kendisi gibi algılanıyor. Zihnimizden geçen endişe dolu olay örgüsünü durdurabilmenin yollarını öğreniyoruz hep birlikte. Bunun için meditasyon veya olumlama gibi son derece faydalı çalışmalara hayatımızda yer açıyoruz. İşte bunlardan birine dikkatini vermeye ve rahatlamaya ne dersin?
RAHATLATICI BİR ÇALIŞMA:
Şimdi hepimize iyi gelecek ve zihnimizi rahatlatacak bir çalışma yapalım. Rahatlamanın bağışıklık sistemimizi hem bedensel hem de ruhsal olarak güçlendirdiğini biliyoruz. Bu dönemde her fırsatta korku ve panik duygusundan sıyrılarak rahatlama ve dinlenmenin gücüne de odaklanmamız şart. Belki de virüsün bir başka mesajı da panik olmadan sakin kalabilmenin gücünü bize göstermek. İlk olarak derin nefesler alalım. Derin nefesler almak, ciğerlerimizi ve ardından diyaframımızı yaşam enerjisi yüklü havayla doldurmak tüm rahatlama çalışmalarının ilk adımıdır. Nefese odaklanmak aynı zamanda düşüncelerle savrulan zihni durdurabilmenin de en etkili yöntemidir. Bu çalışmamızda diyafram nefesi alacağız. Diyafram nefesi kalp atışlarını düşürerek üzerimizdeki panik ve korku duygusunu gidermede çok etkilidir. Bunu yapmayı öğrendikten sonra ne zaman korku hissetsen bu nefes alma tekniğiyle rahatlayabilirsin. Diyafram nefesini almanın çok basit bir yöntemi vardır. Şimdi elini göbek deliğinin 4 parmak üstüne yerleştir. Ciğerleri kullanarak nefes aldığında bu bölge yükselip alçalmaz. Diyafram nefesinde içine çektiğin hava bu bölgeyi şişirir. Şimdi ağzından derin nefes alırken bu nefesi karnının bu bölümüne gönder. Bunu yapıp yapamadığını anlamanın yolu çok basit. Eğer karnın şişiyorsa nefesi burada topladın demektir. Göbeğinin üzerinde duran elin şu anda yükselmiş olmalı. Şimdi nefesi verirken karnındaki şişmiş olan bu bölgenin yavaşça aşağı inmesi gerek. Bu şekilde diyafram nefesini vermiş oluyorsun. Bir müddet alışına kadar videoyu durdurup bu nefesi çalışmak isteyebilirsin. Bu nefes seni anın içine getirir ve zihni ve bedeni tam anlamıyla sakinleştirir.
Şimdi 5’e kadar sayacağım ve diyafram nefesi alacağız. 1-2-3-4-5 Şimdi nefesi vereceğiz 1-2-3-4-5 Şimdi normal nefes almaya devam et. Gözlerini kapat ve sırtını dik tutarak kendini oturur vaziyette rahatlamaya bırak. Şimdi bir diyafram nefesi daha alacağız. 5’e kadar sayacağım. 1-2-3-4 ve 5. Şimdi yavaşça nefesi vereceğiz. 1-2-3-4 ve 5. Şu anda sakin ve rahatlamış halde beni dinliyorsun. Tüm bedenin ve zihnin her şeyden sıyrılmış ve güvende. Birazdan bazı olumlama cümleleri söyleyeceğim. Bunları duyduktan sonra ister içinden istersen yüksek sesle tekrarlamanı istiyorum. Tekrarlaman için gerekli süreyi vereceğim. Hazırsan başlayalım:
1- Bedenimi seviyorum ve onu koruyorum.
2- Tamamen sağlıklıyım ve bağışıklık sistemim güçlü.
3- Tüm virüslerden korunuyorum ve güvendeyim.
4- Yaşanan her şeyin bütünün hayrına olduğunu biliyorum.
5- Sevgi ve şefkat içeren deneyimleri kendime çekiyorum.
6- Kendi kişisel ihtiyaçlarımı önemsiyorum ve kendimi seviyorum.
7- Yaptığım seçimler ruhsal gelişimime hizmet ediyor.
8- Yaşadığım her anın güzelliğini takdir ediyorum.
9- Olumlu hissederek ve düşünerek enerjimi yüksek tutuyorum.
10- Sağlıkla nefes aldığım her ana şükürler olsun.
Yazan ve Seslendiren: Didem ÇİLOĞLU