Oops! It appears that you have disabled your Javascript. In order for you to see this page as it is meant to appear, we ask that you please re-enable your Javascript!
Ruhsal farkındalık 

BİLİNÇALTINIZLA BARIŞARAK Hayatınızı DÖNÜŞTÜRÜN!



Bilinçaltımızı her an, her saniye dikkat alanımıza giren tüm etkileri ve verileri süzerek onları anlamlandıran bir kuantum bilgisayara benzetebiliriz. Bilinçaltı ile bilinçli zihin arasındaki iletişimin bozuk olması hayatımızda yanlış etkilerin tezahür etmesine neden olur. Bilinçaltı hayatımızı perde arkasından yöneten güçtür ve kendimiz dediğimiz kişinin yapı taşlarını oluşturur. Yanlış mesajlar verildiğinde yolumuza zorluklar çıkarır ve istediğimiz şeylere ulaşmamıza engel olur. Çalışma biçimi gereği bilinçaltısal etkilerin takibi zor olduğundan yüzeysel düşünen biri bu kötü etkileri aksaklık, talihsizlik veya yıldızının düşük olması gibi yorumlayabilir. Halbuki asıl olan benliğinin önemli bir parçasıyla doğru iletişimin kurulamamış olmasıdır.
Eğer bu durumdaysak kendimizi olumlu yönde değiştirmek istememize rağmen bu değişimi destekleyecek alışkanlıkları benimseyemeyebiliriz. Bu nedenle hayatta herhangi bir şeyi elde etmek için bilincimizin bu iki yakasını birbiriyle doğru biçimde tanıştırmak gerekir.
Bilincin bu iki bölümü, çalışma biçimi bakımından birbirinden son derece farklı yapılara sahiptir. Bilinçaltı otomatik olarak yaptığımız hemen her şeyi yöneten ve hayatımızın %95 ila %99’u üzerinde etkili bir güçtür. Bilinçaltı bilinçli zihinden milyonlarca kez güçlüdür. Bu nedenle bilinçli zihinle düşündüğümüz olumlu fikirler ve kararlar bilinçaltının katılımı olmadan hayatımızda en ufak bir etki bile yapamazlar.




Bilinçaltının gücü işleri sorgusuz, net ve otomatik bir biçimde yapmasından gelir. O bunu muhteşem bir beceriyle ve çoğunlukla hiç çaktırmadan yapar. Onun için doğru düşünce veya yanlış düşünce yoktur. Düşünce bizi bilinçaltı düzeyde etkilediğinde o kesin kez doğru kabul edilir çünkü bilinçaltı alana girmiştir bir kere.
Kendi kendimize yaptığımız konuşmaların gücü burada ortaya çıkmaktadır. Kendi içimizden konuştuğumuzda bunların hepsi bilinçaltı tarafından dinlenmekte ve emir olarak kabul edilmektedir. Kontrolsüz düşünme alışkanlığının zararı da işte bu noktada ortaya çıkar. Çoğumuz düzenli tekrarlar sonucunda artık işimize yaramayan düşünce dizileri inşaa ederiz. Sabah uyandığımızda, otobüste işe giderken, gece yattığımızda uyumadan önce, yani fırsat bulduğumuz boş anlarda problemlerimizi düşünmeye başlarız. Bu problemlerin anıları illa ki bir veya birden fazla kişi ile ilgilidir. Kişi ve olayların hatırları içinde olumsuz pek çok duygu ve düşünce barındırır. Olumsuz düşünceleri otomatik olarak düşündüğümüz bir hale gelmek son derece tehlikelidir. İçimizde olumsuz duyguya yol açan bir düşünce dizisi barındırıyorsak sakin kalmak istediğimiz her an bizi kötü hissettiren bir duygunun ortaya çıkmasıyla sonuçlanacak demektir.
Bu kötü alışkanlığı kırmak ve bilinçaltı zihnin yanlış mesajlar almasını önlemek için iki yöntem benimsenebilir. Birincisi zihni sessiz tutmayı öğrenmektir. Düzenli meditasyon ve içsel sessizlik anları bu süreyi zaman içinde artırabilmeyi sağlar. Ancak zihin doğası gereği hep çalışmaya odaklı bir yapı olduğundan bir yere kadar sakin kalabilir ve bu değerli becerinin başka bir şeyle,yani olumlu düşünme ile desteklenmesi gerekir.
İçsel diyalog bilinçli zihin tarafından yapılır. Bilinçli olarak olumlu düşünceleri seçtiğimizde ve bu seçimimizde devam ettiğimizde içsel diyaloğun gücü bizi desteklemeye başlar. Bilinçaltı ile dost olmak bizi güçlendiren ve hayrımıza çalışan içsel diyaloglar tasarlamak demektir.



Örneğin bilinçaltımıza hitaben şöyle bir bir motivasyon konuşması yapabiliriz.
“Bilinçaltı zihnim, senle ben bir takımız. Biz birbirimizle dostuz. Senden bedenimi sağlıklı, kalbimi güçlü, zihnimi keskin tutmanı istiyorum. Biliyorum ki sen her dediğimi sürekli dinliyorsun. Bundan sonra seninle sık sık temas kuracağım. Arzularımı sana sunacağım ve sen de bize ait olan tüm içsel kaynakları kullanarak onun gerçekleşmesi için çalışacaksın.”
Bilinçaltına doğrudan hitap etmek içsel diyaloglarımıza kulak misafiri olmasından daha güçlü bir pratiktir.
Bilinçaltı uykuda da çalıştığı için gece yatmadan önce onu programak çok faydalı olabilir. Bilinçaltı asla uyumaz. O sürekli çözüm arayan bir bilgisayardır. Gündüz vaktinin tüm koşuşturması durulduğunda ve beden dinlenmeye çekildiğinde bilinçaltı isteklerinizi gerçekleştirmek için daha yoğun çalışabilir. Örneğin bir ilişkiyi hayatımız çekmek istiyorsak yatmadan önce bilinçaltınıza şöyle hitap edebiliriz.
” Bilinçaltım, bu gece uyurken bana aşkı bulmak için nasıl bir yol izlemem gerektiği konusunda bir çözüm bul. Böylece beni gerçekten sevecek kişiyi kendime çekecek o pırıltıya sahip olabileyim.”
Bu cümleyi arzunuza göre değiştirerek iş, para, sağlık gibi diğer konularda da kullanabilirsiniz. Onu her gece yatmadan önce tekrar edin. Eninde sonunda doğru yönü bulmanızı sağlayacak bir içgörü anı yakalayacaksınız. İsterseniz hemen bu gece deneyebilirsiniz. Aldığınız yanıtlara inanamayacaksınız.

Yazan: Cem ÇİLOĞLU

Seslendiren: Didem ÇİLOĞLU



İlginizi Çekecek İçerikler

Yorum Yaz